8 Nisan 2015 Çarşamba

Banka hesap bildirim cetvellerinin (ekstrenin) banka dekontları yerine kullanılıp kullanılmayacağı

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü


Sayı
:
39044742-KDV.29-1625
12/06/2014
Konu
:
Banka hesap bildirim cetvellerinin (ekstrenin) banka dekontları yerine kullanılıp kullanılmayacağı.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirket aktifinize kayıtlı kiralık otomobiller için İş Bankası Sultanhamam şubesinden HGS (Hızlı Geçiş Sistemi)  alınarak araçlara monte edildiği, HGS bakiyelerinin 20 TL'nin altına indiğinde otomatik olarak yükleme yapılması için talimat verildiği, bankadan otomatik yüklemeler için dekont talep edilmesi üzerine, sistemden otomatik olarak yapılan yüklemeler için dekont üretilemediği bunun yerine ekstre verilebileceği belirtilerek, banka ekstrelerinin dekont yerine kullanılıp kullanılmayacağı ve iç yüzde yöntemi ile KDV ayrılıp ayrılmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
            -VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN;
             Vergi Usul Kanununun 227'nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış; aynı kanunun 229-242'nci maddelerinde de bu Kanuna göre düzenlenmesi ve alınması gereken fatura ve fatura yerine geçen vesikalar, serbest meslek makbuzu, ücretlere ait kayıt ve vesikalar ile diğer evrak ve vesikalara ait hükümlere yer verilmiştir.
             Aynı Kanunun 253'üncü maddesinde ise, bu kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlıyarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
             Vergi Usul Kanununun mükerrer 257'nci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak mükerrer belge düzenleme mecburiyetinin yarattığı külfetleri azaltmak amacıyla bankalar, sigorta şirketleri ve acenteleri, sermaye piyasası aracı kurumları ile ikrazatçılıkla uğraşanların faaliyetleri sırasında düzenleyecekleri belgelerle ilgili olarak 243 ve 246 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile düzenlemeler yapılmıştır.
             Bahsi geçen 243 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bankaların, yaptıkları hizmet ve satış işlemlerine ilişkin kayıtlarının dayanağı olan fatura yerine, düzenleyecekleri belgelerin kapsamı belirlenmiştir. Buna göre;
            Bankalar, döviz alım satım işlemleri ile menkul kıymetler borsasında aracı kurum sıfatıyla müşterileri adına yaptıkları menkul kıymet alım satımları hariç olmak üzere, yaptıkları bütün hizmetler veya satışlar dolayısıyla lehlerine tahakkuk edecek tutarları tebliğde belirtilen şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla belgeleyeceklerdir.
             Konuya ilişkin olarak yayımlanan 246 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği  ile Bankaların yaptıkları hizmetler dolayısıyla, lehlerine tahakkuk eden meblağları 243 Sıra No'lu Tebliğde açıklanan esaslara göre düzenlenecek dekontlarla belgelendirecekleri ancak, bankacılık teamüllerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap  bildirim cetvelleri (ekstreler) ile bildirilmesi mutad olan faiz, hizmet bedeli, komisyon ve masrafları için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetvelleri düzenleyebileceklerine yer verilmiştir.
            Bu itibarla, bankadan alınan, bankacılık teamüllerine göre  bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetvelleri (ekstreler) ile bildirilmesi mutad olan faiz, hizmet bedeli, komisyon ve masrafları için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetvellerinin kullanılması mümkün bulunmaktadır.
            -KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN;
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1'inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
            29/1'inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin indirilebileceği,
            29/3'üncü maddesinde, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılacağı belirtilmiştir.
            34/2'nci maddesinde ise, katma değer vergisinin fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesine gerek görülmeyen işlemlerde vergi indiriminin nasıl belgelendirileceğinin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit olunacağı hüküm altına alınmıştır.
            Buna göre, HGS ile geçişlerde kullanılmak üzere (vadesiz mevduat hesabından çekilerek yükleme yapılması konusunda verilen talimat üzerine)  İş Bankası Sultanhamam şubesince sistemden otomatik olarak yapılan yüklemeler için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile düzenlenecek ekstrelerde yer alan işlem bedeline KDV tutarının da dahil tahsil edilmiş olması halinde, ekstrenin düzenlendiği dönemde işlem bedeline iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak KDV'nin genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Şubenin yurtdışında mukim merkezden aldığı mühendislik hizmeti

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü


Sayı
:
84974990-130[9-2012-43]-723
17/07/2014
Konu
:
Şubenin yurtdışında mukim merkezden aldığı mühendislik hizmeti.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, İspanya'da yerleşik (mukim) ...........Şirketinin Türkiye Ankara Şubesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) ile yaptığınız bakım hizmeti sözleşmesi kapsamında 2010 yılında adı geçen Şirketten aldığınız mühendislik hizmetine istinaden sorumlu sıfatıyla ödenen KDV nin ve Kurumlar Vergisi Stopajının Vergi Mevzuatı hükümlerine göre uygun olup olmadığının bildirilmesi istenmektedir.
            Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almış, üçüncü fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır.
            Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslarda dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup, 12/01/2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançları üzerinden yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyeti dolaysıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarından %5, diğer serbest meslek kazançlarından %20 olarak belirlenmiştir.
            Diğer taraftan, "Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması "01.01.2004 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.
            İspanya mukimi (yerleşik) " ..................." şirketinin Ankara şubesi olarak TCDD Yüksek Hızlı Tren sistemlerinin bakımı hizmetini sunmak amacıyla mezkur şirketten aldığınız mühendislik hizmetleri dolayısıyla yaptığınız ödemelerin anılan Anlaşma'nın "Serbest Meslek Faaliyetleri" başlıklı 14 üncü maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
            Söz konusu Anlaşma'nın "Serbest Meslek Faaliyetleri"ni düzenleyen 14 üncü maddesinin 2 nci fıkrası;
            "2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:
            a) Teşebbüs, bu hizmet veya faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Devlette bir işyerine sahip olursa; veya
            b) Hizmet veya faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşarsa,
            söz konusu gelir, aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.
            Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca söz konusu işyerine atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen hizmet veya faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Her iki durumda da bu teşebbüs, söz konusu gelir dolayısıyla bu diğer Akit Devlette, bu Anlaşmanın 7 nci maddesi hükümlerine göre vergilendirilmeyi, yani söz konusu gelir bu diğer Devlette bulunan işyerine atfedilebilirmiş gibi vergilendirilmeyi tercih edebilir. Bu tercih, bu diğer Devletin söz konusu gelir üzerinden tevkifat suretiyle vergi alma hakkını etkilemeyecektir."
            hükümlerini öngörmektedir.
            Anılan Anlaşma'nın Prokolü'nün 7 nci maddesinde ise,
            "7. 14 üncü maddenin 2 nci fıkrasına ilave olarak:
            Bir Akit Devlet teşebbüsü tarafından diğer Akit Devlette, bu diğer Devlette bulunan görevli personel veya istihdam edilen personel aracılığı ile hizmet veya faaliyetler (aynı veya bağlı projeler için) icra edilir ise, söz konusu hizmet veya faaliyetin bu diğer Devlette icra edildiği kabul edilecektir."
            hükmü yer almaktadır.
            Buna göre, İspanya mukimi " ..............."nun Türkiye'ye gelmeksizin İspanya'da icra edeceği serbest meslek hizmetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri vergileme hakkı yalnız İspanya'ya aittir. Söz konusu hizmet faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi durumunda ise, adı geçen teşebbüsün bu faaliyetleri Türkiye'de bir işyeri vasıtasıyla icra etmesi veya Türkiye'deki faaliyetlerinin icra edildiği süre veya sürelerin herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşması halinde, Türkiye'nin de bu faaliyetler nedeniyle elde edilen gelirleri vergileme hakkı bulunmaktadır.
            İspanya mukimi teşebbüslerin Türkiye'de icra edecekleri serbest meslek faaliyeti, bu teşebbüslerin personelleri vasıtasıyla Türkiye'de yapacakları serbest meslek faaliyetlerini ifade etmektedir. Faaliyetin Türkiye'de icra edilmesi durumunda, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye'de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşan bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatını yapmak durumundadırlar.
            İspanya mukimi teşebbüsün Türkiye'de serbest meslek icrası için kaldığı sürenin herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşıp aşmadığının tespitinde; Türkiye'de birden fazla teşebbüse serbest meslek faaliyeti sunuluyorsa bu faaliyetlerin tamamı ve hizmetin Türkiye'ye gönderilen birden fazla personel vasıtasıyla icra edildiği durumda, bunların Türkiye'de toplam kalma süreleri dikkate alınacaktır.
            Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler Anlaşma hükümleri çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye'de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.
            Diğer taraftan, İspanya'da mukim şirketin şubeniz ile TCDD arasında imzalanan sözleşme gereği elde ettiği gelirlerinin de yine Anlaşma'nın 14 üncü maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu şirketin iş yeri vasıtasıyla elde ettiği gelirleri Türkiye'nin de vergilendirme hakkı olacak ve vergilendirme iç mevzuat hükümlerimize göre yapılacaktır.
            Anlaşma'nın Türkiye'ye vergi alma hakkı tanıdığı durumlarda Türkiye'de söz konusu serbest meslek kazançları üzerinden bu şekilde ödenecek vergiler, Anlaşma'nın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi"ne ilişkin 22 nci maddesinin 1 inci fıkrası kapsamında İspanya'da mahsup edilebilecektir.
            Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için İspanya mukimi söz konusu şirketin İspanya'da tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin İspanya yetkili makamlarından alınacak bir belge ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile noterce veya İspanya'daki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir."
            Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
            -4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği,
            -6/b maddesinde, hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye'de yapıldığını ifade ettiği,
            -9 uncu maddesinde, Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutulabileceği,
            hüküm altına alınmıştır
            KDV tevkifatı uygulamasına ilişkin ayrıntılı açıklamalara Mülga 15 ve 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.2) bölümünde yer verilmiştir.
            Diğer taraftan KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.
            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, İspanya mukimi ............. Şirketinden aldığınız mühendislik hizmeti genel oranda (% 18) KDV ye tabi olup, hesaplanan verginin sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ciro priminde uygulanacak Katma Değer Vergisi oranı

Günümüz ekonomik sistemlerinin rekabetçi yapısı, piyasada yer alan firmaların, rekabet güçlerini, pazar paylarını ve satışlarını artırabilmek amacıyla çok çeşitli pazarlama tekniklerine başvurmalarını beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz bu pazarlama teknikleri içerisinde önemli bir yer tutan uygulamalardan biri de  “ciro primi” olarak bilinen uygulamalardır. Ciro primi uygulaması ile firmalar belirli dönemlerde alıcılarına ayni veya nakdi ödül şeklinde bir takım teşvik imkanları sağlamaktadırlar.
Ürün satışlarını artırmak amacıyla kısmen mal alarak çoğunlukla ise müşteri yönlendirmek karşılığında pazarlama primi alan bir firmanın düzenleyeceği faturada uygulanması gereken Katma Değer Vergisi (KDV) oranının bildirilmesi yönünde başvuruda bulunduğu Gelir İdaresi Başkanlığı Hatay Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından Ciro primleri için uygulanacak Katma Değer Vergisi konusunda verilen Özelge yayınlanmıştır.

Avukatın dışarıdan aldığı avukatlık hizmetlerinde Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi

Günlük hayatta karşılaştığımız her olay avukatlık hizmeti alınmasını gerektirmemekle birlikte sosyal ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi bazı işlemlerde avukatlık hizmeti alınmasını daha akılcı kılmaktadır.
Hele bir de konu özel uzmanlık gerektiren cinsten ise müvekkilinin hakları konusunda riskleri asgari seviyeye indirmek isteyen avukatlar da alanında uzman başka avukatlardan hizmet alma yoluna gidebilmektedir.
Bir Banka ile yaptığı sözleşme kapsamında Bankanın ipotek işlemlerini yürüten bir avukatın bu hizmetin yerine getirilmesi sırasında dışarıdan anlaşma yaptığı avukatlardan da avukatlık hizmeti alındığını belirterek dışarıdan alınan avukatlık hizmeti dolayısıyla ödenen bedeller ile ilgili Bankadan tahsil edilen bedellerin gelir vergisi tevkifatı ile katma değer vergisine tabi olup olmadığı ve dışarıdan alınan avukatlık hizmeti dolayısıyla ödenen bedellerin gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı konusunda Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'ndan talep edilen özelge yayımlanmıştır...

Meslek odalarına verilen hizmetin tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü


Sayı
:
39044742-KDV.9-841
09/04/2014
Konu
:
Tevkifat uygulaması

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, İşletmeniz tarafından 6235 sayılı yasa ile kurulan kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarıyla yapılan sözleşmeler doğrultusunda bu odalara ait dergi, kitap, afiş, broşür, bülten vs ürünlerin basım işlerini üstlendiğinizi, ancak iktisadi işletmenize ait bir matbaa bulunmadığından söz konusu işlerin dışarıdaki matbaalara yaptırıldığı belirtilerek söz konusu meslek odalarına verilen hizmetin tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nun 9'uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.
            Konuyla ilgili yayımlanan 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin "3.2.12. Her Türlü Baskı Ve Basım Hizmetleri" başlıklı bölümünde, Tebliğin (3.1.2/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen baskı ve basım hizmetlerinde alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı ve baskı basım hizmetlerinin kapsamı ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
             63 No.lu KDV Sirküleri ile değişik 60 No.lu KDV Sirkülerinin (2.2.2.12.) bölümünde de açıklamalarda bulunulmak suretiyle uygulamaya yön verilmiştir.
            Anılan Tebliğ ve Sirkülerdeki açıklamalar çerçevesinde, bir işlemin baskı ve basım hizmetleri kapsamında tevkifata tabi tutulabilmesi, öncelikle bu işlemin hizmet niteliğinde olması şartına bağlı olup teslimlerin bu kapsamda tevkifata tabi tutulması mümkün değildir.
            Dolayısıyla üzerine çeşitli baskılar yapılan ürünlerin bu kapsamda KDV tevkifatına tabi olup olmadığı, baskılı ürünün teslim veya hizmet niteliği taşıyıp taşımadığına göre belirlenecektir.
            Bir işlemin teslim veya hizmet mahiyetinde olup olmadığı ise işlem bedelinin içerisindeki hizmet ve teslimin ağırlığına göre tespit edilecektir.
            Diğer taraftan, söz konusu Sirkülerin bahsi geçen bölümünde "Bir işlemin teslim veya hizmet mahiyetinde olup olmadığı, işlem bedelinin içerisindeki hizmet ve teslimin ağırlığına göre tespit edilecektir. Dolayısıyla, 1 Kr değeri olan bir plastik kağıdın, üzerine marka, içerik, kullanım tarihi, renk, logo gibi bilgiler basılmak suretiyle değeri 5 Kr'a çıkıyorsa, bu işlemin hizmet niteliğinde olduğu kabul edilecektir. Benzer şekilde, koli olarak 10 Kr'a satılan bir karton kutunun üzerine firma adı veya logosu basılmak suretiyle tesliminde fiyatı değişmiyor veya hizmet teslimin tali unsuru olacak şekilde cüzi oranda artıyorsa, bu işlemin teslim niteliğinde olduğu kabul edilecektir." belirlemesiyle, işlem içerisindeki baskın unsurun hizmet mi yoksa teslim mi olduğunun ve hizmetin teslimin tali unsuru olacak şekilde işlemde yarattığı değer artışının daha iyi kavranabilmesi açısından örneklendirmede bulunulmuştur.
            Buna göre tevkifatın, hizmet işlemlerinde ve kapsama giren hizmetlerin bizzat ifa edildiği aşamada uygulanması gerekmekte olup, işletmeniz tarafından Tebliğin (3.1.2/b) ayırımında sayılan kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarına ait dergi, kitap, afiş, broşür, bülten vs ürünlerin tarafınızdan basılması ya da bunların grafik uygulama ve tasarım işlemleri tarafınızdan yapıldıktan sonra sorumluluğunuz altında bastırılması suretiyle verilen hizmet, baskı ve basım hizmetleri çerçevesinde değerlendirilerek genel oranda (%18) KDV'ye tabi tutulacak ve söz konusu hizmetler için (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacaktır.
            Öte yandan, söz konusu hizmete Kurumunuz tarafından aracılık edilmesi halinde, 117 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin (3.1.2/b) ayrımında sayılmakla beraber 5018 sayılı Kanuna ekli listelerde yer almayan belirlenmiş alıcılara yapacağınız aracılık hizmetleri tevkifat uygulaması kapsamına girmemektedir. Bu durumda matbaa işletmesi tarafından baskı basım hizmeti doğrudan sorumlu tayin edilmiş belirlenmiş alıcıya fatura edilecek ve bu tutara ait KDV üzerinden Tebliğin (3.2.12.) bölümüne göre belirlenmiş alıcı tarafından (5/10) oranında tevkifat uygulanacak, tarafınızdan yalnızca aracılık hizmet bedeli için sorumlu tayin edilen kuruluşa (5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer almaması kaydıyla) düzenlenecek faturada gösterilen KDV üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.
            İşlem bedelinin yukarıda belirtildiği şekilde ayrıştırılmayıp tamamının tarafınızdan faturalandırılması halinde ise faturada gösterilen toplam KDV tutarı üzerinden Tebliğin (3.2.12.) bölümüne göre (5/10) oranında tevkifat uygulanacağı tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

İthalatın yapıldığı firmanın yapmış olduğu fiyat indirimlerinin belgelendirilmesi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
39044742-KDV.1-293
19/02/2015
Konu
:
İthalatın yapıldığı firmanın yapmış olduğu fiyat indirimlerinin belgelendirilmesi.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin  yurt dışından ithal ettiği hammaddeleri Türkiye'deki ve yurt dışındaki müşterilere sattığı, üretim faaliyetinde bulunmadığı, malların bedelini ve ithalde ödenmesi gereken katma değer vergisi ve diğer yükümlülükleri ödeyerek malların fiili ithalatını yaptığı, yapılan ithalatın genellikle mal mukabili olduğu, distribitör ya da acente şeklinde faaliyette bulunmadığı, ithalatı yapılan mallar ile ilgili olarak yıl sonlarında bazen fiyat farkına istinaden bazen de ithal edilen malların miktarına ilişkin olarak ihracatçı firmaların şirketinize fiyat indirimleri sağladıkları, bu fiyat indirimlerinin ihracatçı firmalar tarafından düzenlenen "Debit Note" denilen bir fatura ile şirketiniz hesaplarına nakit olarak gönderildiği, bu şekilde gelen tutarların şirketiniz tarafından 649 numaralı hesaba  (Diğer olağan gelir ve kârlar hesabı) gelir olarak kaydedildiği belirtilerek; bu işlem için şirketinizce fatura düzenlemesi gerekip gerekmediği ile fatura düzenlenmesi durumunda KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
            VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almaktadır. Söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu şeklindeki belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
            Buna göre, üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtlar vesikalara dayanılarak tevsik edilecektir.
            Alacak ve borç notu "credit note-debit note" uluslararası ticaret yapan şirketlerce ticarette öngörülmeyecek şekilde ortaya çıkan maliyete ilişkin unsurları karşılıklı olarak dengelemek amacıyla kullanılan notlardır. Bu notlar, genellikle firmalar tarafından fiyat farklılıklarına ilişkin birer düzeltme aracı olarak kullanıldığı gibi, satıcı tarafından alıcıya ticari, lojistik, teknik talepler, komisyon ve indirim gibi nedenlerle de gönderilir.
            Buna göre, yurt dışındaki satıcı tarafından satılan mal miktarına veya fiyat farkına istinaden yurt içindeki alıcı adına fiyat indiriminde bulunması durumunda alınan mal veya hizmetin fiyatı azalacak, dolayısıyla alıcının yurt dışındaki satıcıya olan borcu da azalarak geliri artmış olacaktır. Bu durumda yurt içindeki alıcı firmanın yurt dışındaki firma adına fatura düzenlemesi gerekmektedir. Ayrıca, yurt dışındaki müşterinin credit note düzenlemesi mümkün olmakla beraber kayıtların vergi mevzuatına göre tevsiki açısından faturanın düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kalkmamaktadır.
            Öte yandan, tüm tevsik edici belge ve yazışmaların muhafazasının ve gerektiğinde ibraz edilmesinin şart olduğu tabiidir.
            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 35 inci maddesine göre; malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef, bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltecektir.
             Ayrıca, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle işlemlerin matrahında değişiklik vuku bulması halinde ne şekilde hareket edileceğine yönelik açıklamalara 26/4/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (III/C-6.1.) numaralı bölümünde yer verilmiştir.
             Buna göre, fiili ithal tarihinden sonra yurtdışındaki firmanın alış iskontosu nedeniyle tarafınıza göndereceği "debit note" belgesine istinaden lehinize bir fiyat indirimi yapılması durumunda, yapılan indirimler nedeniyle işlemin matrahında değişiklik vuku bulmakta olup, bu değişikliğin Kanunun 35 inci maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir.
             Bu itibarla, söz konusu malların ithali sırasında ödenen KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığı hususu da dikkate alınarak, mal bedelinde meydana gelen değişikliğe paralel olarak indirim tutarları da düzeltilecektir.
             Bu düzeltme işlemi, matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde fazladan indirilen tutar, "ilave edilecek KDV" satırında beyan edilmek suretiyle yapılacak olup, tarafınıza gönderilen "debit note" belgesine istinaden yurt dışındaki satıcı firmaya katma değer vergisi ihtiva etmeyen bir fatura düzenlemeniz ve bu faturayı da kayıtlarınıza intikal ettirmeniz gerekmektedir. Öte yandan, düzeltme sonucu "ilave edilecek KDV" satırında beyan edilen KDV tutarının indirim hesaplarına alınması mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yurt içi ve yurt dışındaki nihai tüketicilere ve vergi mükellefi olan kişilere yapılan satışlarda belge düzeni

lgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt dışındaki nihai tüketicilere ve vergi mükelleflerine gümrük hattından değil de kargo aracılığı ile yapılan teslimlerde, ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinin olup olmadığı ile ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinin olmaması halinde düzenlenecek faturalara müşterilerin vergi kimlik numarası ve iş yeri adreslerinin yazılmasının yeterli olup olmadığı, ayrıca web sitesi üzerinden gerçekleştirilen satışlarda ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

İnternet ortamında yapılan toptan veya perakende satış karşılığında Ödeme Kaydedici Cihaz kullanma mecburiyeti bulunup bulunmadığı

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
67854564-1741-216
18/04/2014
Konu
:
İnternet ortamında yapılan toptan veya perakende satış karşılığında ökc. kullanma mecburiyeti bulunup bulunmadığı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ... vatandaşlarına yine ... bulunan ve sözleşme yaptığınız ... unvanlı proje sahibi firmanın şirketinize verdiği yetki ile projede ürünü bulunan ... firmalarının ürünlerinin telefon ve internet aracılığı ile pazarlamasını yaptığınız, satışını gerçekleştirdiğiniz ürünlerin ... vatandaşlarına teslimatının üretici firma tarafından yapıldığı, şirketinizin ürün ile ilgisinin olmadığı, şirketinizce potansiyel müşterilerle ürün satıcısı arasında bağlantı kurularak ilgili firma adına pazarlamasını yaptığınız ürünler için ... firmasından komisyon ücreti aldığınız belirtilerek ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinizin bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
            Bilindiği üzere, 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun 1' inci maddesinin 1' inci fıkrasında, satışı yapılan malları aynen veya işledikten sonra satışını yapanlar dışındakilere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarların, bu Kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232' nci maddesinde; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
            1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
            2. Serbest meslek erbabına;
            3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
            4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
            5. Vergiden muaf esnafa.
            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
             Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (01.01.2014 tarihinden geçerli olmak üzere) 800 TL'yi geçmesi veya bedeli 800 TL' den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir."  hükmü yer almaktadır.
             Buna göre, özelge talep formunuzda belirtildiği şekilde, ... unvanlı proje sahibi firmanın verdiği yetki ile projede ürünü bulunan ... firmalarının ürünlerinin telefon ve internet aracılığı ile pazarlanmasını ve satışını gerçekleştirdiğiniz ürünlerin ... vatandaşlarına teslimatının, üretici firma tarafından yapılması, şirketinizin ürün ile ilgisinin olmaması ve şirketinizce potansiyel müşterilerle ürün satıcısı arasında bağlantı kurularak ilgili firma adına pazarlamasını yaptığınız ürünler için ... firmasından alınan komisyon ücreti için fatura düzenlenmesi halinde ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetiniz bulunmamaktadır. Ancak, bu tür satışlar yanında işyerinizden müşterilerinize doğrudan satış yapmanız durumunda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232' nci maddesine göre fatura düzenleme zorunluluğu olmayan satışlarınızı belgelendirmek için ödeme kaydedici cihaz kullanmanız gerektiği tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanımı

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
64597866-195[1-2014]-126
19/08/2014
Konu
:
EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanımı.

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ile, LPG ve LNG ürünlerinin depolama, satış ve dağıtımı faaliyetinden dolayı Başkanlığımız ............... vergi numaralı mükellefi olan şirketinizin faaliyeti gereği nihai tüketicilere satış yaptığı ve bu satışların tahsilatında seyyar EFT-POS cihazları kullanıldığı belirtilerek,
            -Nihai tüketicilere fatura düzenleme sınırının üzerindeki LPG teslimlerinde fatura düzenlendiği ve tahsilatların da zaman zaman seyyar EFT-POS cihazları aracılığıyla yapıldığı, EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (YN ÖKC) kullanılmaya başlanmasıyla fatura düzenlemek zorunda olduğunuz söz konusu teslimler için ÖKC fişi düzenlenip düzenlenemeyeceği, düzenlenememesi halinde ise seyyar EFT-POS cihazları kullanılarak yapılan tahsilatlarda belge düzeninin ne şekilde olacağı,
            -LPG ve damacana su satışını bayiler aracılığıyla gerçekleştiren şirketinizin piyasa koşulları gereği dönem dönem nihai tüketicilere de satış gerçekleştirdiği, nihai tüketicilere yapılan tüplü LPG ve damacana su teslimleri için ÖKC fişi yerine fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve bu satışlar için ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazları kullanılıp kullanılamayacağı,
            -Şirketinizce yapılan bazı teslimlere ilişkin tahsilatların malın ve faturanın müşteriye tesliminden daha sonraki bir tarihte gerçekleştirildiği, bu şekilde teslimin yapıldığı tarihten farklı bir tarihte tahsilatın yapılması halinde ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazı kullanımına devam edilip edilmeyeceği, ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazlarının kullanılamaması halinde ise belgelendirmenin nasıl yapılacağı,
            -Lokanta ve büfelere yapılan LPG teslimatlarının Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesi gereği fatura düzenlemek suretiyle belgelendirildiği, bu teslimlere ilişkin tahsilatların bir kısmının ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazları ile yapıldığı, fatura düzenlemek zorunda olduğunuz teslimlerde ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazlarının kullanılmaya devam edilip edilmeyeceği,
            -Konutlara ısınma amacıyla yapılan LPG teslimlerinde, tüketicinin kullanım miktarının sayaç okuma sonucu belirlendiği ve okunan değerlerin merkeze iletilerek fatura düzenlenmesinin sağlandığı belirtilmek suretiyle, nihai tüketicilere yapılan bu teslimler için ÖKC özelliği olmayan EFT-POS cihazı kullanılıp kullanılamayacağı ve belgelendirmenin ne şekilde olacağı,
            hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            426 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesiyle Bakanlığımıza tanınan yetkiye istinaden, satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlara (perakende teslimde bulunan veya hizmet ifa eden) Vergi Usul Kanununa göre fatura vermek zorunda olmadıkları mal satışları veya hizmet ifalarının belgelendirilmesinde (06.12.1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanuna göre kullanmak zorunda oldukları ÖKC' lerin yerine) "YN ÖKC' leri" kullanma mecburiyeti getirilmiştir.
             Anılan Genel Tebliğin 4 numaralı bölümünde; "...a) 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatına göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorunda olan mükelleflerden, faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı kullananlar (427 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen ibare)1/10/2013(*) tarihinden itibaren yeni nesil ödeme kaydedici cihazlardan EFT-POS özellikli cihazları kullanmak zorundadırlar. Kapsama dâhil olan mükelleflerin, mezkûr tarihten sonra kullandıkları tüm seyyar EFT-POS cihazlarının yeni nesil ödeme kaydedici cihaz özelliği bulunmalıdır. Mükellefler bu tarihten önce de söz konusu yeni nesil ödeme kaydedici cihazları alarak kullanabilirler." denilmektedir.
            YN ÖKC Teknik Kılavuzları (1) ve (2) nin 17/e bendinde ise faturaların gerek EFT-POS özellikli YN ÖKC'lere bağlı fatura yazıcıları kullanılmak suretiyle gerekse başka fatura düzenleyici cihazlar kullanılarak veya elle düzenlenmesi halinde de satış işleminin YN ÖKC'de başlaması ve cihazda buna dair kayıt oluşturulması gerektiği ve fatura numarası girilmeden satış işleminin sonlandırılamayacağı açıklanmaktadır.
             Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde " Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle,  defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
            1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
            2. Serbest meslek erbabına;
            3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
            4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
            5. Vergiden muaf esnafa.
            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
            Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 800 TL'yi geçmesi veya bedeli 800 TL' den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir." denilmiştir.
            Bu nedenlerle, 426 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamına girmeyen toptan ticaretle uğraşan mükelleflerin, YN ÖKC'leri kullanma mecburiyetleri bulunmamakta; yalnızca perakende ticaretle uğraşan veya hizmet ifa eden birinci ve ikinci sınıf tacirlerin Genel Tebliğde belirtilen tarihler itibariyle Bakanlığımızca onaylanmış bulunan YN ÖKC'leri kullanmaları gerekmektedir.
            Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Vergi Usul Kanununun 232' nci maddesine göre fatura düzenleme mecburiyeti olmayan satışlarınızın da bulunması sebebiyle;
            -Nihai tüketicilere yapılan, fatura düzenleme sınırı olan 800.-TL'nin üzerindeki satışlarda veya bu sınırın altında kalmakla birlikte müşterilerin fatura istediği hallerde mutlaka fatura düzenlenmesi gerekmekte olup buna ilişkin tahsilatın seyyar banka POS' u ile yapılması halinde, söz konusu banka POS' unun yerine EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanılması, düzenlenen faturanın tarih, sayı ve tutarının YN ÖKC'ye kayıt edilmesi suretiyle işlemin sonlandırılması gerekmektedir.     
               -Nihai tüketicilere yapılan ve fatura düzenleme sınırının altında kalan ve müşterinin de talep etmemesi nedeniyle fatura düzenleme mecburiyeti bulunmayan damacana su, LPG ve benzeri satışlarda tahsilatın seyyar banka POS'u ile yapılması halinde söz konusu banka POS'u yerine YN ÖKC kullanılacaktır. Söz konusu işlemle ilgili şirketinizin satış fişi düzenlemek yerine fatura düzenlemeyi tercih etmesi mümkün olup, bu durumda düzenlenen faturanın tarih sayı ve tutarının YN ÖKC'ye kayıt edilmesi suretiyle işlem sonlandırılacaktır. İşlemlerinizde seyyar banka POS'unun kullanılmaması halinde ise 3100 Sayılı Kanuna tabi mevcut ÖKC'lerin 01.01.2016 tarihine kadar kullanılmaya devam edilmesi mümkündür.
            - Faturanın müşteriye tesliminden daha sonraki bir tarihte gerçekleşen tahsilatlarda da seyyar banka  POS' larının yerine, önceden tanzim edilen faturanın tarih, sayı ve tutarı girilerek kayıt oluşturmak suretiyle EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanılacaktır.
             -Lokanta ve büfelere yapılan LPG teslimatlarında Vergi Usul Kanununun 232' nci maddesi gereği  (gider belgesi niteliği itibariyle) fatura düzenlenmesi zorunda olduğundan, bu teslimlere ilişkin tahsilatlarda EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunmamakla beraber, kullanılması halinde, düzenlenen faturanın tarih, sayı ve tutarı girilerek cihazda kayıt oluşturulacaktır.
            -Konutlara ısınma amacıyla yapılan LPG teslimleri perakende nitelikte olduğundan,  yapılacak satış ve tahsilatlarda seyyar banka  POS' larının yerine (fatura düzenlemeniz halinde faturanın tarih, sayı ve tutarı girilerek kayıt oluşturmak suretiyle) EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanılacaktır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ölen kişi üzerine satın alınan aracın kayıt ve tescilinin yapılıp yapılamayacağı

T.C.
BOLU VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


Sayı
:
68509125-135.01[ÖTV/2013/1]--4
22/05/2014
Konu
:
Ölen kişi üzerine satın alınan aracın kayıt ve tescilinin yapılıp yapılamayacağı hakkında.

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, engellilik derecesi %91 olan babaanneniz adına 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun (7/2-a) maddesi kapsamında ÖTV muafiyetinden yararlanarak 14/8/2013 tarihinde ... firmasından sıfır araç satın alındığı, 15/8/2013 tarihinde araç bedelinin ... firması hesabına yatırıldığı ve araç faturasının alındığı, babaannenizin 19/8/2013 tarihinde vefat ettiği, aracın 20/8/2013 tarihinde babaanneniz adına tescil ettirildiği, mirasçı olan babanızın daha önce ölmüş olmasından dolayı mirasçı olduğunuzu, diğer mirasçıların araç üzerindeki haklarından lehinize feragat ettiği ve aracın, ruhsatında"5 yıl süreyle aracı satmamak şartı ile ÖTV'den muaf" ibaresine yer verilmek suretiyle adınıza tescil edildiğinden bahisle, söz konusu aracın ÖTV muafiyetinin devam edip etmeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşünün bildirilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
            Bilindiği üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 6518 sayılı Kanunla değişik (2) numaralı bendiyle, Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;
            - 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, engellilik derecesi %90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,
            - 87.03 G.T.İ.P. numarasında yer alan (motor silindir hacmi 2.800 cm3'ü aşanlar, bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilenler, sürücü dâhil 8 kişiye kadar oturma yeri olan binek otomobilleri, yarış arabaları, arazi taşıtları hariç), yük taşımasında kullanılıp azami ağırlığı 3,5 tonu aşmayan ve yolcu taşıma kapasitesi istiap haddinin %50'sinin altında olanlar ile sürücü dâhil 9 kişilik oturma yeri olanların, engellilik durumlarının araçları bizzat kullanamayacak ve sürekli olarak tekerlekli sandalye veya sedye kullanmalarını gerektirecek nitelikte olduğunu ilgili mevzuat çerçevesinde alınan engelli sağlık kurulu raporuyla tevsik eden ve engellilik derecesi % 90 veya daha fazla olup tekerlekli sandalye veya sedye ile binilmesine ve seyahat edilmesine uygun tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
            - 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla engelliliğine uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
            beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV'den müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
            Mezkûr istisna, esas itibariyle, malûl ve engelli vatandaşların sosyal hayata daha iyi ve kolay katılımlarına, toplumdan soyutlanmamaları için ulaşım olanaklarının artırılabilmesine imkân sağlayan, amacı, kapsamı, sınırları çizilmiş sosyal amaçlı bir istisna olup, bunu teminen de bunların kullanımına ve/veya yararlanmalarına yönelik olarak maddede öngörülen araçlarla sınırlı olmak üzere ÖTV'siz araç iktisap etmelerine yönelik bir uygulama niteliğindedir.
            Ayrıca, ilk iktisabı malul ve engelli adına mezkûr istisna kapsamında ÖTV'siz olarak yapılmış olan bir aracın malul ve engellinin kullanım ve/veya yararlanımına sunulmasının aracın malul ve engelli adına kayıt ve tescili ile mümkün hale geldiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, malul ve engelli adına kayıt ve tescilin yapılmadığı bir durumda söz konusu aracın malûl ve engelli vatandaşların kullanım ve/veya yararlanmasından, dolayısıyla yukarıda yer verilen istisnanın amacının gerçekleşmesinden bahsedilemeyeceği açıktır.
            Bu bağlamda, vefat eden kişi adına kayıt ve tescil yapılıp yapılamayacağı ile ilgide kayıtlı özelge talep formunda 20/8/2013 tarihinde yapıldığı belirtilen kayıt ve tescilin geçerliliği hususunda görüşüne başvurulan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, engelli kişi adına faturası düzenlenmek suretiyle satın alınan bir aracın tescil ettirilmeden engelli kişinin vefat etmesi durumunda vefat eden bir kişi adına tescil işleminin yapılmasının mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
            Buna göre, malul ve engelli kişi adına satın alınan bir aracın tescil ettirilmeden malul ve engelli kişinin vefat etmesi durumunda ilgili mevzuatı gereğince vefat eden bir kişi adına tescil işleminin yapılması mümkün olmadığı gibi, Özel Tüketim Vergisi Kanunun (7/2) maddesi uygulamasından da yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kapalı kasa kamyonete yapılan koltuk ilavesinden sonra ek ÖTV uygulanıp uygulanmayacağı

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ... plakalı, ... marka, 2010 model, sürücü dahil oturma yeri sayısı 5 olan yandan camlı kapalı kasa kamyonetinizi yapılan tadilat sonucu oturma yeri sayısı 1+6 olan yandan camlı, 3 sıra koltuklu kapalı kasa kamyonet olarak tescil ettireceğinizden Ek ÖTV bedeli ödeyip ödemeyeceğiniz hususunda Defterdarlığımızdan görüş istenilmektedir.

Yurt dışından finansal kiralama kapsamında hava aracı ve menkul mal kiralanması işleminde vergilendirme

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Fransa'da kurulu bir banka olan ve Fransız kanunlarına göre bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere gerekli lisansa sahip xxx'nin İtalya'da şubesi bulunduğu, xx'nin bu şube üzerinden İtalya mukimi xxx adlı şirketin %100 payına sahip olduğu, xxx Finance şirketinin ise  finansal kiralama faaliyeti gerçekleştirme yetkisine sahip bir kuruluş olarak faaliyet gösterdiği ve Türk vergi mükelleflerine hava araçları da dahil olmak üzere menkul malların finansal kiralaması hizmetini vereceği; xxx Finance ile finansal kiralama işlemi yapacak Türk vergi mükelleflerinin finansal kiralama bedelini xxx Finance'a ödeyeceği belirtilerek, verilen finansal kiralama hizmeti karşılığında Türk vergi mükelleflerinden alınacak tutarın vergilendirilmesi hususunda bilgi talep edilmektedir.

Üye aidatları ve bağışların POS cihazı aracılığıyla tahsil edilmesinde belge düzeni ile kurumlar vergisi ve katma değer vergisi

Müşterilerin ödeme noktalarında nakit kullanmadan ödeme yapmasını sağlayan, sahip olunan banka kartlarının çiplerindeki bilgileri okumaya, otomatik olarak onay alma ve satışı tamamlamaya yarayan POS cihazları, artık derneklerin üye aidatlarını tahsilinde ya da yapılan bağışları kabulünde kullandığı bir araç haline de gelmiştir.
İktisadi işletmesi ve Kurumlar Vergisi mükellefiyeti bulunmayan, dernekler mevzuatına göre işletme hesabı esasına göre defter tutan bir derneğin üye aidatlarının tahsilinde ve yapılacak bağışların kabulünde POS cihazı kullanılmak suretiyle kredi kartı ile işlem yapılması durumunda kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilip ettirilmeyeceği ile belge düzeni hususunda Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Başkanlığı'ndan talep ettiği özelgeye cevaben hazırlanan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı görüşü yayınlanmıştır.

Yurtdışında yapılan gemi bakımı-montajı-onarımı işinin Kurumlar Vergisinden istisna olup olmayacağı

 İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden,  şirketinizin Kıbrıs mukimi ................. Ltd. nin Irak'taki "7 Ambar ve Makine Dairesinin Onarım ve Bakım" işlerini yaptığından bahisle yurtdışında yaptığınız bu işler dolayısıyla elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-h maddesine göre kurumlar vergisinden müstesna olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

Suudi Arabistan mukimi firmaya lojistik, montaj denetimi, aydınlatma armatürlerinin test ve devreye alınması hizmetlerinden dolayı yapılan ödemeler

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı
:
38418978-125[30-14/1]-772
04/08/2014
Konu
:
Suudi Arabistan mukimi firmaya lojistik, montaj denetimi, aydınlatma armatürlerinin test ve devreye alınması hizmetlerinden dolayı yapılan ödemeler

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz tarafından Suudi Arabistan'daki müşterinize mal  ihracatı yapıldığı, ihraç edilen ürünlere istinaden Suudi Arabistan mukimi ........ Firması tarafından lojistik, montaj denetimi, aydınlatma armatürlerinin test ve devreye alınması hizmetlerinin tamamen Suudi Arabistan'da gerçekleştirildiğinden bahisle alınan bu hizmetler karşılığında şirketinizce yapılan ödemeler üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun birinci maddesinde yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de  bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği; üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye'de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların; (c) bendinde Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançlarının dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
            Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise maddede belirtilen kazanç ve iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinde; "Dar mükellefiyete tabi olanlar bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur.
            (1) Ticari kazançlarda  kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci  bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.
            Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış aktinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.
            .....
            (4) Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
            .....
            Bu maddenin 3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 7 nci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır."
           hükümlerine yer verilmiştir.
            Kurumlar Vergisi Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında; dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı; ikinci fıkrasında dar mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye'de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
            Aynı Kanunun "Dar mükellefiyette vergi kesintisi" başlıklı 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı, maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazancı üzerinden (2009/14593 sayılı BKK ile belirlenen oran) %20 oranında vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup ticari faaliyet kapsamında (Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamındaki işler hariç) yapılan ödemeler ise tevkifata tabi kazanç ve iratlar arasında sayılmamıştır.
            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "30.3." bölümünün beşinci ve altıncı paragraflarında;
            "Öte yandan, dar mükellefiyete tabi kurumların, Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci bulundurmak suretiyle yaptıkları ticari ve zirai faaliyet kapsamında, bu işyerleri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla elde ettikleri serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları (dar mükellef kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri hariç) ve menkul sermaye iratları (kâr payları ile Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında vergi kesintisine tabi tutulan menkul sermaye iratları hariç) üzerinden anılan Kanunun 30 uncu maddesine göre vergi kesintisi yapılmayacaktır.
            Ancak, dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilcisi bulunmadan veya Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci bulunsa da bu işyerlerinde yürüttükleri ticari faaliyetle bağlantılı olmamak suretiyle elde ettikleri, serbest meslek kazançlarından, gayrimenkul sermaye iratlarından ve kâr payları hariç menkul sermaye iratlarından Kanunun 30 uncu maddesine göre vergi kesintisi yapılacağı tabiidir."
            açıklamalarına yer verilmiştir.
            Öte yandan, ülkemiz ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması ve söz konusu ödemelerle ilgili olarak anlaşmada bir hükmün bulunması halinde öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.
            Diğer taraftan, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti  Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması" 01.01.2010 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.
            Özelge talep formundan ve mükellef ile bilahere yapılan yazışmalardan, şirketinizin ........... Havaalanı aydınlatma işi kapsamında Suudi Arabistan'daki müşterisine mal ihraç ettiği; ilgili ürünlerin Suudi Arabistan'daki lojistik hizmetini, montaj denetimini ve aydınlatma armatürlerinin test ve devreye alınması hizmetlerinin yerine getirilmesi için ise Suudi Arabistan mukimi ".......... firması ile anlaşıldığı, bu hizmetlerin karşılığında, söz konusu Suudi Arabistan mukimi firmaya yapılan ödemelerin vergilendirilmesine ilişkin tereddüt hasıl olduğu görülmektedir.
            Şirketinizin, Suudi Arabistan mukimi ".................. firmasından aldığı söz konusu lojistik, montaj denetimi, aydınlatma armatürlerinin test ve devreye alınması hizmetleri karşılığında anılan firmaya yaptığı ödemelerin, Anlaşmanın 5 ve 7 nci maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
            Söz konusu Anlaşmanın "İş Yeri"ni düzenleyen 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi;
            "3. İş yeri terimi aşağıdakileri de kapsayacaktır.
            ...
            b) bir teşebbüs tarafından, çalışanları veya teşebbüs tarafından bu amaçla görevlendirilen diğer personel aracılığıyla bir Akit Devlette ifa edilen ve herhangi bir 12 aylık dönemde (aynı veya bağlı bir proje için) toplam 6 aylık süre veya süreleri aşan, danışmanlık hizmetleri dahil hizmet tedarikleri."
            hükmünü öngörmektedir.
            Anlaşmanın "Ticari Kazançlar"ı düzenleyen 7 nci maddesinin birinci fıkrasında ise;
            "1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir iş yeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları yalnızca iş yerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir."
            hükmü yer almaktadır.
            Yukarıda yer verilen hükümlere göre, Suudi Arabistan mukimi ............. firmasının Anlaşmanın 5/3-b bendi kapsamında Türkiye'de bir iş yerine sahip olmaksızın Türkiye'den elde edeceği kazançların vergilendirme hakkı yalnızca Suudi Arabistan'a ait bulunmaktadır. Söz konusu gelirlerin Türkiye'de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi durumunda ise bu iş yerine atfedilebilen kazançlarla sınırlı olmak üzere Türkiye'nin de vergi alma hakkı doğacaktır.
            Özelge talep formu ve ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden, söz konusu Suudi Arabistan mukimi firma tarafından anılan iş kapsamında sunulan hizmetlerin Suudi Arabistan'da gerçekleştirildiği anlaşıldığından, şirketiniz tarafından söz konusu firmaya yapılan ödemeler üzerinden Türkiye'nin vergi alma hakkı bulunmamaktadır.
             Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.