6 Nisan 2015 Pazartesi

EXPO fuar ve sergileri kapsamında yurtdışında Türk bahçesi kurulması ve buna ilişkin hizmetlerin Kurumlar Vergisinden istisna olup olmadığı

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
38418978-125[5-13/3]-528
29/05/2014
Konu
:
EXPO fuar ve sergileri kapsamında yurtdışında Türk bahçesi kurulması ve buna ilişkin hizmetlerin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin iki ayrı taahhüt sözleşmesi ile EXPO fuar ve sergileri kapsamında yurtdışında Türk bahçesi inşaası, tefrişi, projelendirmesi, dekorasyonu, tesisatlarının yapımı, tanıtım sitelerinin ve standlarının oluşturulması, koordinasyonu ve tüm projenin yönetimi işini üstlendiği belirtilerek, bu işlerden elde edilecek kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı, sözleşmelerin yabancı bir ülkede yahut Türkiye'de mukim bir kurum ya da kuruluşa ya da onun yurtdışındaki şubesine taahhüt edilmiş olmasının veya taahhüt bedelinin Türkiye'de ödenmesinin, ayrıca işlerin bir kısmının ya da tamamının bir alt taşerona yaptırılmasının istisna uygulamasına engel teşkil edip etmediği hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmiştir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; "Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler." hükmü yer almaktadır.
            Aynı Kanunun "İstisnalar" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
            Konuya ilişkin açıklamalara Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5.9 bölümünde yer verilmiştir.
           Diğer taraftan; 3194 sayılı İmar Kanununun 5 inci maddesinde, yapı karada veya suda daimi ve muvakkat resmi ve hususi yer altı ve yerüstü inşaat ile bunların ilave değişiklik ve tamirlerinin içine alan sabit müteferrik tesislerdir şeklinde tanımlanmıştır.
            Öte yandan, 4734 sayılı Kamu ihale Kanununun 4 üncü maddesinin "Tanımlar" başlıklı bölümünde ise yapım; bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işleri olarak tanımlanmıştır.      
            Buna göre; EXPO fuarlarında Türkiye'nin temsil edilmesi kapsamında yapımını ve sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde sökümünü  taahhüt ettiğiniz "Türk bahçesi" kurulması ve buna ilişkin hizmetlerinşaat, onarım, montaj işi veya teknik hizmet olarak değerlendirilemeyeceğinden Kurumlar Vergisi Kanununun 5-1/h maddesi kapsamında istisnadan yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yıllara sari inşaat işinde iade/mahsup işlemi


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı
:
38418978-120[42-13/13]-319
01/04/2014
Konu
:
Yıllara sari inşaat işinde iade/mahsup işlemi.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda ..... T Tipi Cezaevi Elektrik Tesisatı işinin ......... İnş.Müh.Ltd.Şti.'ye karşı üstlenildiği, söz konusu işin 2012 yılında bitirildiği, bu işe ilişkin sözleşmenin düzenlenmediği ancak işe başlama tutanağının, hakediş  faturalarının, müteahhit firmadan alınan işe başlama ve bitiş tarihlerini gösterir belgelerin bulunduğu belirtilerek bu işe ait tevkif edilen vergilerin iade/mahsup işleminde, işe ilişkin sözleşmenin ibrazının istenip istenmeyeceği hususunda Başkanlık görüşü talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır.) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir." hükmü yer almaktadır.
            Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için faaliyet konusu işin inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekir.
            Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden sorumlularca vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu tevkifat oranı mezkur maddedeki yetkiye dayanılarak çıkarılan 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak belirlenmiştir.
            Diğer taraftan, 4735 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde "Yapımtanımına yer verilmiştir. Buna göre yapım tanımı: Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihrazat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme, ve montaj işleri ile benzeri yapım işlerini kapsar.
            Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği,  vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır.
            Öte yandan özelge formu ve eklerinin incelenmesinden ...... İnş. Müh.Tic.Ltd.Şti.'nin Adalet Bakanlığına karşı üstlendiği ..... T Tipi Ceza İnfaz Kurumu Yapım işinin elektrik tesisatı  yapımını firmanıza verdiği anlaşıldığından firmanızca gerçekleştirilen elektrik tesisatı işinin, yapılmakta olan inşaatın bir parçası olması nedeniyle inşaat işi olarak kabul edilmesi gerekmekte olup, adı geçen firma tarafından 2010, 2011 ve 2012 yıllarında şirketinize hakediş ödemeleri yapıldığı da dikkate alındığında aranızda bu işe ilişkin yazılı sözleşmenin olmaması, söz konusu işin taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat işi olma vasfını değiştirmeyecektir.
            Diğer yandan tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsubu ve kalan kısmın iadesine ilişkin düzenleme ve açıklamalar 252 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup, anılan Tebliğde nakden veya mahsuben iade taleplerinde hangi belgelerin ibraz edilmesi gerektiği belirtilmiştir. İnşaat işine ilişkin sözleşmeler söz konusu Tebliğde ibrazı zorunlu belgeler arasında sayılmamakla birlikte taahhüt edilen işin GVK'nın 42'nci maddesi kapsamında inşaat işi olup olmadığı, süresi, işin kime karşı üstlenildiği vb. gibi konularda  tereddüt edilmesi halinde tevsik edici vesika istenebilmektedir.
            Ayrıca, söz konusu Tebliğin 4. bölümünde tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin mahsuben/nakden iade talepleri ile ilgili olarak bu Tebliğde belirtilen ve ibrazı istenen belgelerin gerçeği yansıtmaması halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılacağı açıklanmıştır.
             Buna göre kurumlar vergisi beyannamenizde mahsup yoluyla giderilemeyen tevkif yoluyla ödenen vergilerin nakden veya mahsuben iadesinin talep edilmesi halinde, söz konusu talebinizin 252 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen belgelerin ibrazı halinde yerine getirilmesi gerekmekte olup, bu işlemler sırasında üstlendiğiniz işe ilişkin herhangi bir tereddüt yaşanması durumunda sözleşme yerine, tereddüdü giderecek başka bir belgenin ibrazının istenebileceği tabiidir.
             Bilgilerinize rica ederim.

Tasfiye kararı alınan kooperatife ait demirbaş ve gayrimenkullerin bedelsiz veya iz değeriyle satışının vergi kanunları karşısındaki durumu

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
84098128-125[13-2012-1]-657
08/11/2013
Konu
:
Tasfiye kararı alınan kooperatife ait demirbaşlar ve gayrimenkullerin  bedelsiz veya iz değeriyle satışının vergi kanunları açısından mümkün olup olmadığı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde; kooperatifiniz, hedeflenen amaçları gerçekleştirdiğinden 10.07.2011 tarihinde yapılan genel kurulda tasfiye kararı alındığı, kooperatifiniz aktifinde 1992 yılından itibaren kayıtlı bulunan demirbaşlar ve gayrimenkullerin, kooperatif üyelerinin tamamının katılımıyla alınan kararla xxx Kooperatifine bedelsiz olarak satılmak istenildiği belirtilerek; bu bedelsiz veya iz değeriyle satışın vergi kanunları açısından mümkün olup olmadığı, gayrimenkullerin satışında kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnalarından yararlanılıp yararlanılamayacağı ve söz konusu gayrimenkullere ilişkin devir tescil işlemlerinde tapu harcı veya başkaca bir vergi veya harç alınıp alınmayacağı ile alınması durumunda harcın hangi bedel üzerinden hesaplanacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            Söz konusu özelge talep formunuz ekinde yer alan 14.07.2011 tarihli ve 200 sayılı karar metninde, 10.07.2011 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında, kooperatifinizin tasfiyesi için ayrıca bir tasfiye kurulu kurulmayıp, mevcut yönetim kurulu üyeleri olan kooperatif ortaklarından xxx, xxx, xxx, xxx ve xxx'ın tasfiye kurulu olarak görevlendirilmesinin oy birliğiyle kabul edildiği, xxx kuruluşuna ilişkin xxx tarihli ve xxx sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde yer alan Ana Sözleşmesinin "19-İlk Yönetim Kurulu Üyeleri" bölümünde ise; xxx, xxx, xxx, xxx ve xxx'ın yönetim kurulu üyeliğine seçildiği belirtilmektedir.
            Ayrıca, bilgisayar kayıtları üzerinden yapılan sorgulama sonucunda kooperatifinizin 01.01.1999 tarihinden itibaren kurumlar vergisi mükellefi olduğu görülmektedir.
            A-Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:
            Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75'lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.
            Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
            Ayrıca, istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.
            Öte yandan; anılan Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği; ikinci fıkrasında, ilişkili kişi tanımının, kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği; üçüncü fıkrasında, emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği; dördüncü fıkrasında ise kurumların ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, maddede belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceği hükme bağlanmıştır.
            Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığı 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin "4-Emsallere Uygunluk İlkesi" başlıklı bölümünde;
            "... Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.
            İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir. ..." açıklamalarına yer verilmiştir.
            Bu açıklamalar çerçevesinde, kooperatifinizce söz konusu demirbaşlar ve gayrimenkullerin ilişkisiz bir gerçek kişi veya kuruma satılması durumunda yapılan satış karşılığı ilişkisiz kişiden bir bedel talep edileceğinden, bu satışın ilişkili kişiye yapılması durumunda da bir bedelin talep edileceği tabiidir.
            Dolayısıyla, kooperatifinizin aktifinde kayıtlı bulunan demirbaşlar ve gayrimenkullerin ilişkili kişi olan S.S. Gerence Site İşletme Kooperatifine satılması durumunda emsallere uygun satış bedelinin tespitinde, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre işlemin mahiyetine en uygun yöntemin kullanılması gerekmektedir.
            Diğer taraftan; anılan Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnanın amacı, kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak olup, tasfiyeye giren kooperatifin böyle bir amacının olamayacağı açık olduğundan tasfiye halinde olan kooperatifinizin aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin satışından doğan kazancın bu istisna hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
            B-Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
            -1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
            -17/4-r nci maddesinde ise kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,
            İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamında yer almadığı, istisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı
            hüküm altına alınmıştır.
            Mezkur Kanunun 20 nci maddesinin 1 inci bendinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; 2 nci bendinde, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği; 27 nci maddesinin ikinci bendinde ise bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde verginin matrahının işlemin mahiyetine göre emsal bedel veya emsal ücret olacağı hükümlerine yer verilmiştir.
            Diğer taraftan, KDVK-60/2011-1 sayılı KDV Sirkülerinin "İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan Taşınmazların Satışı" başlıklı (8.2.4.) bölümünde;
            "KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV'den müstesnadır.
            Bu hüküm uyarınca, kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışı KDV'den müstesnadır. Bu satışların müzayede suretiyle yapılması halinde de istisna uygulanacaktır.
            Ancak, istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığından, taşınmazların ticaretini yapan kurumlar ile mülkiyetlerindeki taşınmazları ticari bir organizasyon içinde satan belediyeler ve il özel idarelerinin bu istisnadan faydalanmaları mümkün değildir."
            açıklamasına yer verilmiştir.
            Buna göre, tasfiye halinde bulunan kooperatifinize ait taşınmazların, kooperatif aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulundurması ve kooperatifiniz tarafından bu taşınmazların ticaretinin yapılmaması halinde xxx bedelsiz veya iz bedelle devri KDV Kanununun 17/4-r maddesi hükmü uyarınca katma değer vergisinden istisna olacaktır.
            Ancak, kooperatifiniz aktifinde bulunan demirbaşların bedelsiz veya iz bedelle adı geçen kooperatife devri KDV'ye tabi olup, emsal bedel üzerinden demirbaşların tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
            C-Harçlar Kanunu Yönünden:
            492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, "Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu kadastro harçlarına tabidir." hükmü yer almaktadır.
            Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin "I-Tapu işlemleri" başlıklı bölümünün 4 üncü maddesinde, gayrimenkullerin ve mülkiyetten gayri ayni hakların bağışlanmasında, kanuni mirasçılar dışında intifa hakkından, kuru mülkiyet sahibi lehine ivazsız feragat edilmesinde ve süreli intifa haklarında süre dolarak intifa hakkının sona ermesinde kayıtlı değer üzerinden binde 68,31 oranında; aynı tarifenin 20/(a) fıkrasında ise gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 20 oranında harç aranılacağı hüküm altına alınmıştır.
            Aynı Kanunun 63 üncü maddesinde, "Bu Kanunda sözü edilen "kayıtlı değer" veya "emlâk vergisi değeri" deyimi; 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre belirlenen vergi değerini ifade eder.
            Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır." hükmüne yer verilmiştir.
            Yine mezkur Kanunun 123 üncü maddesinde; "Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır." hükmü yer almaktadır.
            Buna göre; kooperatifinize ait taşınmazların devrinde, devir işleminin bedelsiz olması durumunda Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin I-4; bedelli olması durumunda ise aynı tarifenin I-20/a fıkrasına göre harç aranılması gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesi rica ederim.

Cami, Kur'an Kursu ve Taziye Evi için yapılan Bağış ve Yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahından indirilip indirilemeyeceği

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAHRAMANMARAŞ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)


Sayı
:
47285862-125[10-2013/11-28]-6
03/04/2014
Konu
:
Cami,Kur'an Kursu ve Taziye Evi için .... Vakfına Yapılan Bağış ve Yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahından İndirilip İndirilemeyeceği Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ........Vergi Dairesi Müdürlüğünün ........... vergi kimlik numaralı Kurumlar Vergisi mükellefi olarak yapımı devam eden Cami, Kur'an Kursu ve Taziye Evi (Cami ve müştemilatı) için .......... Vakfı ........... Şubesi aracılığıyla yapılacak bağışın, kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünü talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde, gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından veya beyan edilecek gelirlerden indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 1 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar" başlıklı bölümünde;
-Düzenlemedeki ‘ibadethane' ifadesinden, Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler anlaşılması gerektiği,
            -Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerektiği,
-Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum kazancından indirim konusu yapılacağı açıklamalarına yer verilmiştir.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; Mülkiyeti .... Vakfına ait olan İlimiz Merkez ..... Mahallesi ..... inci sokak No:... adresinde kayıtlı .... ada ...parsel ..... m² arsanın, ..... Şubesine cami ve müştemilatı yapmak amacı ile tahsis edildiği, İl Müftülüğünce Valilikten olur alındığı ve denetiminin ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce yapılacağı anlaşılmıştır.
Buna göre; ...... Vakfı ......Şubesince yaptırılacak cami inşası ve kuran kursu için kurumunuz tarafından adı geçen derneğe makbuz mukabili yapılan ya da açtırılan banka hesabına yatırılan bağış ve yardımların, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-ç maddesi gereğince gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek üzere beyan edilen kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkündür.
Ancak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde; " ... ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesisler..." arasında taziye evi yer almadığından, taziye evi inşaatına yapılacak bağış ve yardımların kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Liman inşaatı yatırımının indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanıp yararlanamayacağı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı
:
84098128-125[32/A-2014/2]-280
12/05/2014
Konu
:
Liman inşaatı yatırımına ilişkin indirimli kurumlar vergisinden yararlanılıp yararlanılamayacağı.

            İlgi (a) da kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz tarafından İzmir İli ....... İlçesinde büyük bir konteyner liman inşaatı yatırımı yapılacağı, limanın faaliyete geçeceği süreye kadar yaklaşık .......-€ yatırım harcaması gerçekleştirileceği, yatırım tamamlandığında limanın çalıştırılması ve işletilmesinin dünya lideri bir firmanın yüzde yüz iştiraki olan ................. A.Ş. ile birlikte yerine getirileceği, faaliyete alınacak limanın satış hasılatı paylaşımı yöntemi ile liman işletmecisi olan adı geçen firma ile birlikte işletilecek olması nedeniyle teşvik belgesi kapsamında indirimli kurumlar vergisinden yararlanılması hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            Konu ile ilgili olarak ilgi (b) de kayıtlı dilekçeniz ekinde yer alan, bir yanda .......... A.Ş. (........ İzmir) ve Hollanda'da mukim ............ ile diğer yanda, ........... ve ........... Holding A.Ş.(PETKİM) arasında akdedilen "Petkim Limanı, Konteyner Terminali Operasyon Sözleşmesi" nin "2. Sözleşmenin Konusu ve Amacı" bölümünde, sözleşmenin İzmir İli Aliağa İlçesinde yer alan Petkim Yarımadasına .......... tarafından konteyner terminali (Terminal) inşa edilmesi ve sonrasında terminalin işletim hakkının sözleşme hükümlerine göre süre uzatılmadıkça, 28 (yirmi sekiz) yıl süre ile .......... İzmir'e devredilmesine ilişkin tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi amacıyla akdedildiği, "3. Terminal'in İnşası" bölümünde, terminalin inşasının, ......... tarafından ihale edilecek taşeron firmalar tarafından, ......... İzmir'in .........'e bilahare sağlayacağı bir teknik dizayn dökümanına uygun bir şekilde, Faz-1 ve Faz-2 olmak üzere 2 (iki) aşamalı olarak gerçekleşeceği, terminalin üst yapı ekipmanlarının ise ......... İzmir tarafından sağlanacağı belirtilmektedir
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde; "1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.
            (2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder.
            ..."
   hükmüne yer verilmiş olup,  maddede belirtilen şartları haiz olsalar dahi;
            -Finans sektöründe faaliyet gösteren kurumlar,
            -Sigortacılık  sektöründe faaliyet gösteren kurumlar,
            -İş ortaklıkları,
            -Taahhüt işleri,
            -4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen yatırımlar,
            -3996 sayılı  Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen yatırımlar,
            -Rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar
            indirimli kurumlar vergisi kapsamı dışındadır.
            Bu hüküm uyarınca, Bakanlar Kuruluna tanınan yetki çerçevesinde belirlenen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
            Öte yandan, anılan madde hükümleri kapsamında 15.06.2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmış olup, Bakanlar Kurulu Kararlarının uygulamasına ilişkin usul ve esaslar da Ekonomi Bakanlığınca 20 Haziran 2012 tarih ve 28329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/1 Seri No'lu "Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulamasına İlişkin Tebliğ" ile belirlenmiştir.
            Anılan Karara göre "Liman ve Liman Hizmetleri Yatırımları" büyük ölçekli yatırımlar arasında sayılarak, "Teşvik sistemi ve destek unsurları" başlıklı 4 üncü bölümünde; büyük ölçekli yatırımlardan EK-3 te belirtilen asgari tutarları sağlayan yatırım konularının "Vergi İndirimi" desteğinden yararlandırılabileceği belirtilmiştir.
            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, inşaatı tamamlandıktan sonra faaliyete alınacak olan bahsi geçen limanın, satış hasılatı paylaşımı yöntemi ile liman işletmecisi olan ................ A.Ş. firması ile birlikte işletilecek olması 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesi uyarınca indirimli kurumlar vergisi desteğinden yararlanılması açısından engel teşkil etmemekte olup, adınıza alınacak Yatırım Teşvik Belgesinde "Vergi İndirimi" satırına yer verilmiş olması halinde şirketiniz tarafından yapılan liman inşaatı yatırımının işletilmesinden şirketinizce elde edilecek kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmaktadır.
            Ancak, söz konusu yatırımın, ilgili Kanunun 32/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca indirimli kurumlar vergisi uygulamasından hariç tutulanlar kapsamında yer alması durumunda indirimli kurumlar vergisi desteğinden yararlanılmasının mümkün olmayacağı tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ziraat Odası ve İktisadi İşletmesinin yüklendiği KDV'nin İktisadi İşletmenin KDV beyanlarında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ZONGULDAK VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü


Sayı
:
84695066-010.01[2013-Ka/1-Kdv/29]-8
14/03/2014
Konu
:
Ziraat Odası ve İktisadi İşletmesinin yüklendiği KDV'nin İktisadi İşletmenin KDV beyanlarında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,
            ... Ziraat Odası adı altında faaliyet gösterdiğiniz,
            Zirai ürünlerin alım satımının yapıldığı ve Ziraat Odası satış mağazası adı altında iktisadi işletmenizin bulunduğu,
            Ziraat Odanız ve İktisadi İşletmenizin faaliyetlerini yürütmek üzere Odanız adına bina inşaatına başladığınız,
            Söz konusu bina inşaatına ait harcamaların kısmen Odanız tarafından kısmen de İktisadi İşletmeniz tarafından yapılacağı,
            belirtilerek, Odanız ve İktisadi İşletmeniz tarafından yapılan harcamalarda yüklenilen katma değer vergisinin (KDV) İktisadi İşletmenize ait KDV beyanlarında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            Ayrıca, ... Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda; ... tarihinden itibaren ... sicil numarasında kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak sadece stopaj gelir vergisi mükellefiyet kaydınız bulunmakta iken, ... tarih ve ... sayılı dilekçeniz ile Ziraat Odanız adına aynı sicil numarasında Kurumlar Vergisi ve KDV mükellefiyeti tesis ettirerek, üyelerinize ve nihai tüketicilere perakende olarak tarım aletleri, tarım ilaçları, fidan ve tohum satışı işine başladığınız anlaşılmış olup, konuya ilişkin görüşümüz aşağıda açıklanmıştır.
            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançları kurumlar vergisinin konusu kapsamına alınmış olup, aynı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında da dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi işletme olduğu; altıncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
            Dernekler tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, dernek tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletme oluşturacak nitelikte devamlı ticari, sınaî ve zirai faaliyetlerin kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir.
            Öte yandan, aynı Kanunun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesindeki giderler, hasılattan indirim konusu yapılmaktadır.
            Ayrıca, ticari kazancın tespitinde dikkate alınacak giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için giderlerin tevsike esas belgelerle belgelendirilmesi ve bu belgelerin mükellef adına düzenlenmesi gerekmektedir.
            Buna göre, vergi uygulamaları bakımından dernek olarak kabul edilen Ziraat Odanızın tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamaktadır. Ancak, Odanıza ait ürünlerin üyelerinize ve nihai tüketicilere satışı ile ilgili faaliyetin ticari bir organizasyon (iş yeri açılması, personel istihdamı gibi) çerçevesinde yapıldığından Odanıza ait bir iktisadi işletme oluşacağından, bu iktisadi işletme nezdinde Odanızdan bağımsız olarak ayrı kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi ve dolayısıyla söz konusu faaliyet sonucu elde edilen gelirlerin, ilgili hesap dönemine ait kurum geçici ve kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
            Diğer taraftan, Odanızın meslek faaliyetlerini ve Odanıza bağlı iktisadi işletmenizin ticari faaliyetlerini yürütmek için yapılacak binanın tapuda Odanız adına tescil edilerek aktife alınması durumunda, Odanız veya iktisadi işletmenizin bu binanın inşaası için yüklenmiş olduğu harcamaların, iktisadi işletmenizin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
            Ancak, iktisadi işletmenizin ticari faaliyetlerini yürüteceği  söz konusu binanın ilgili bölümünün tapuda iktisadi işletme adına tescil edilmesi durumunda, iktisadi işletmenin yüklenmiş olduğu harcamaların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.
            KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
            3065 sayılı KDV Kanununun;
            1/1 inci maddesinde; ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-g maddesinde; genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV ye tabi olduğu,
            29/1 inci maddesinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri,
            29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,
            30/d maddesinde; Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin indirim konusu yapılamayacağı,
            34/1 inci maddesinde; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanunî defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği
            hüküm altına alınmıştır.
            60 No.lu KDV Sirkülerinin, "8.1.4. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Göre Kazancın Tespitinde İndirimi Kabul Edilmeyen Giderler Dolayısıyla Ödenen KDV" başlıklı bölümünde konuya ilişkin gerekli açıklamalar yapılmıştır.
            Buna göre, Ziraat Odanıza ait oluşan iktisadi işletmenin işlemleri KDV Kanununun 1/3-g maddesine göre KDV ye tabidir.
            Odanızın mesleki faaliyetlerini ve Odanıza bağlı iktisadi işletmenin ticari faaliyetlerini yürütmek için yapılacak binaya ilişkin harcamaların Odanıza bağlı iktisadi işletmenin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması halinde, bu harcamalara ilişkin yüklenilen KDV nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
            Ancak, söz konusu harcamaların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde, bu harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV nin KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca indirim konusu yapılması mümkün değildir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Arsa, işyeri ve meskenin birlikte satışında Katma Değer Vergisi oranı

Ekonomik olarak taşıdığı önem dikkate alındığında gayrimenkul sektörü içerisindeki faaliyetlerin ve bu faaliyetler kapsamındaki teslimlerin vergilendirilmesi konusunun önemi öne çıkmaktadır.
İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları, belediyeler ve diğer kamu veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından müzayede yoluyla yapılan taşınmaz (konut veya daire, işyeri, arsa, arazi) satışları ile taşınmaz niteliğini haiz diğer mal ve hak satışları da bu kapsamda yapılan işlemler niteliğindedir.
Sözü edilen kapsamda yapılan satışlarda uygulanacak KDV oranı konusunda uygulamada ortaya çıkan tereddütleri gidermek amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen özelge yazımızın metnine alınmıştır.

İşyeri yapı kooperatifinin inşaat yapım işine ait malve hizmet alımına uygulanacak KDV oranı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü


Sayı
:
85373914-130[53.01.83]-29
04/03/2015
Konu
:
İşyeri yapı kooperatifinin inşaat yapım işine ait malve hizmet alımına uygulanacak KDV oranı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, işyeri yapı kooperatifinizin inşaat yapımı ile ilgili beton, kum, çimento, ustalık, demir, teçhizat gibi mal ve hizmet alımları ile makine araç ve ekipman alımlarında uygulanacak KDV oranı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiği anlaşılmaktadır.
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun 17/4-k maddesi ile de organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri KDV'den istisna edilmiştir.
            KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
            Organize sanayi bölgesi veya küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla, müteşebbis heyet, kooperatif veya diğer isimler altında iktisadi işletmeler oluşturulmaktadır. Bu organizasyonlar, arsayı temin etme, altyapıyı tamamlama, işyerlerini inşa etme gibi hizmetlerin tamamını veya bir kısmını yürütmek üzere kurulmaktadır.
            Sözü edilen organizasyonların sadece arsa teslimleri ile işyeri teslimleri istisna kapsamına alınmıştır. Bu organizasyonların yapacakları her türlü hizmetler ile arsa ve işyeri dışındaki teslimlerinin yanı sıra bölge ve site dışındaki arsa ve işyeri teslimleri de genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi olacaktır. Ayrıca bunlara yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabidir.
            Buna göre, işyeri yapı kooperatifinizin inşaat yapımı ile ilgili beton, kum, çimento, ustalık, demir, teçhizat gibi mal ve hizmet alımları ile makine araç ve ekipman alımları genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi olup, bu mal ve hizmetlere uygulanacak oranlar, bu mal ve hizmetlere ilişkin olarak 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki listelerde yer alan oranlar esas alınarak belirlenecektir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Firmalara verilen iş güvenliği hizmeti ile iş sağlığı hizmetinde uygulanacak KDV oranı

T.C.
YOZGAT VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


Sayı
:
46464534-045-2
13/03/2014
Konu
:
Firmalara verilen iş güvenliği hizmeti ile iş sağlığı hizmetinde uygulanacak KDV oranı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmalara iş güvenliği hizmeti ile iş sağlığı hizmeti kapsamında işyeri hekimliği ve hemşirelik hizmeti verdiğiniz, bu hizmetler için hizmet alan her bir firmayla ayrı sözleşme yaptığınız, hizmetlerin ve bu hizmetleri yapan personelin hizmeti alan firmaların sevk ve idaresinde olmayıp tamamen firmanız kontrolünde olduğu ifade edilerek, bu hizmetlere uygulanacak KDV oranı ile hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan KDV nin tevkifata tabi tutulup tutulmayacağı sorulmaktadır.
            Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
            KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.
            Söz konusu Kararname eki (II) sayılı listenin B/21 inci sırasında, ilgili Bakanlıklar ya da kanunlarla izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından yerine getirilen insan veya hayvan sağlığına yönelik koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (hayvan ırkının ıslahına yönelik hizmetler dahil), ambulans hizmetleri sayılmıştır.
            Buna göre, firmanızın 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki (II) sayılı listenin B/21 inci sırası kapsamında izin verilen kuruluşlardan olması halinde, firmanız tarafından iş sağlığı hizmeti kapsamında verilen işyeri hekimliği hizmeti ile hemşirelik hizmeti %8 oranında, aksi halde %18 oranında; söz konusu Kararname eki listelerde yer almayan iş güvenliği hizmeti ise %18 oranında KDV ye tabi bulunmaktadır.
            Öte yandan, KDV Kanununun 9/1 inci maddesinde mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.
            Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan ve 1/5/2012 tarihinde yürürlüğe giren 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3.1.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere;
            a) KDV mükellefleri,
            b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın)
            sorumlu tutulmuş; (3.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.
            Diğer taraftan, 29/12/2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 5 inci maddesinde, işverenin, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, çalışanların ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla; çalışanları arasından bu Yönetmelikte belirtilen nitelikleri haiz bir veya birden fazla işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli görevlendireceği, gerekli nitelikleri haiz olması halinde tehlike sınıfı ve çalışan sayısını dikkate alarak bu hizmetin yerine getirilmesini kendisinin üstlenebileceği belirtilmiştir.
            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, firmanız tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde verilen "iş güvenliği hizmeti" ile iş sağlığı hizmeti kapsamında yer alan "işyeri hekimliği ve hemşirelik hizmeti'' iş gücü temin hizmeti kapsamında değerlendirilmeyecektir.
            Öte yandan, söz konusu hizmetlerin 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlara ifa edilmesi halinde, hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan KDV, bu kurum ve kuruluşlar tarafından 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3.2.13) bölümü kapsamında 5/10 oranında tevkifata tabi tutulacaktır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kamera Sistemi Alımı İşinde KDV Tevkifatı


















Renk kartelası basım işi Katma Değer Vergisi tevkifatı kapsamında mıdır?

Müşterilerinin ilgisini çekebilmek için piyasada kıyasıya rekabet içerisinde olan işletmeler, pazarlama güçlerini artırabilmek için sürekli olarak yenilikçi yöntemlere başvurma eğilimindedir. Son zamanlarda bazı sektörlerde (boya, kumaş, mobilya vb.) faaliyet gösteren işletmelerin 'renk kartelası' bastırma çabası içerisinde olması da bu yenilikçi yöntem arayışlarının bir ürünü olarak yaygınlaşmaktadır.
Hiç şüphesiz, işletmeler renk kartelası basımı işini kendileri yapmamakta bu konuda faaliyet gösteren işletmelerden hizmet alma yoluna gitmektedirler. 

Alınan hizmetin niteliği ve bedelinin vergilendirme açısından taşıdığı önem ise tartışma götürmez. Bu nedenle, renk kartelası basım işi yapan bir firmanın talebine istinaden Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen Katma Değer Vergisi tevkifatı konulu özelge yazımıza alınmıştır.

Yangın önleme ve söndürme sistemlerinin kurulması, bakım ve kontrol, yangın danışmanlık ve eğitim hizmetlerinde KDV tevkifatı uygulaması

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü


Sayı
:
39044742-KDV.9-1405
02/09/2013
Konu
:
Yangın önleme ve söndürme sistemlerinin kurulması, bakım ve kontrol, yangın danışmanlık ve eğitim hizmetlerinde tevkifat uygulaması.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, firmanızın, alışveriş merkezleri ve iş merkezlerine yönelik olarak yangın önleme ve söndürme sistemlerinin kurulması, belirli periyotlarda bakım ve kontrollerinin yapılması ile bu alanları işleten yönetici firmalara yangın danışmanlığı ve eğitimi konusunda seminerler düzenlenerek yangın danışmanlık ve eğitim hizmetleri verildiği, ayrıca firmanızın yangın söndürme ekipmanları satış ve dağıtımı işi ile uğraştığı, firmanızca verilen hizmetlerin işgücü temin hizmetleri kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.
             3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 9 maddesi ile gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanların vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verildiği hüküm altına alınmıştır.
            Konu ile ilgili olarak yayımlanan 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin 3.1. bölümünde, kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, 3.2. bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler açıklanmıştır.
            Söz konusu Tebliğin;
             "3.2.1.Yapım İşleri ile Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri" başlıklı bölümünde Tebliğin (3.1.2/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen yapım işleri ile bu işlerle birlikte ifa edilen mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetlerinde alıcılar tarafından (2/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı,
            "3.2.3. Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri" başlıklı bölümünde; Tebliğin (3.1.2/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetlerinde alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı,
            "3.2.5. İşgücü Temin Hizmetleri" başlıklı bölümünde Tebliğin (3.1.2.) bölümünde sayılanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanacakları işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde (işgücü temin hizmeti alımlarında) alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı,
            3.2.5.2.2. Tebliğin (3.1.2.) bölümünde sayılanlara verilen özel güvenlik ve koruma hizmetleri de işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabi tutulacağı,
            Buna göre, güvenlik hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren işletmeler tarafından verilen;
            - sabotaj, yangın, hırsızlık, soygun, yağma, yıkma tehditlerine karşı caydırıcı ön tedbirleri alma,
            - güvenlik ve korumaya yönelik eğitim ve danışmanlık,
            ve benzeri tüm hizmetler işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabi olacağı,
            açıklamalarına yer verilmiştir
            Ayrıca, 63 No.lu KDV Sirkülerinin "2. Tevkifat Uygulaması"  başlıklı bölümünde de konu ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.
            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Firmanız tarafından
            1- Tebliğinin 3.1.2/b bölümünde sayılan belirlenmiş alıcılara yönelik olarak verilen;
            - yangın önleme ve söndürme sistemlerinin kurulması işi Tebliğin (3.2.1) bölümü kapsamında yapım işi olarak değerlendirilerek 2/10 oranında,
            - yangın önleme ve söndürme sistemlerine ilişkin olarak verilen tadil, bakım ve onarım hizmetleri 5/10 oranında,
            2- Tebliğin 3.1.2 bölümünde sayılanlara verilen yangın tehditlerine karşı caydırıcı ön tedbirler alma, güvenlik ve korumaya yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetleri işgücü temin hizmeti kapsamında 9/10 oranında,
            tevkifata tabidir.
            Öte yandan, firmanız tarafından yapılan yangın söndürme ekipmanlarının satış ve dağıtımı, teslim mahiyetinde olduğundan kısmi tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecektir.
             Bilgi edinilmesini rica ederim.

Ticaret ve Sanayi odasına yapılan dergi tasarımı ve tanıtım filmi çekimi işinin KDV tevkifatına tabi olup olmadığı


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü


Sayı
:
45404237-130[ I.14.182]-238
03/09/2014
Konu
:
Ticaret ve Sanayi odasına yapılan dergi tasarımı ve tanıtım filmi çekimi işinin KDV tevkifatına tabi olup olmadığı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Odanıza ait ücretsiz dağıtılan derginin tasarım bedeli ile ilçenin tanıtımına ilişkin çektirilen tanıtım filmi bedelinin tevkifata tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 9 uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.
            26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1) bölümünde kısmi tevkifatın mahiyeti ve tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler açıklanmıştır.
            Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.12.) bölümünde, Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen baskı ve basım hizmetlerinde alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı belirtilmiştir.
            Her türlü baskı ve basım hizmetleri kapsamına; kitap, ansiklopedi, risale, dergi, broşür, gazete, bülten, basılı kağıt, katalog, afiş, poster, dosya, klasör, matbu evrak, makbuz, kartvizit, antetli kağıt, zarf, bloknot, defter, ajanda, takvim, her çeşit belge ve sertifika, davetiye, mesaj ve tebrik kartı, etiket, ambalaj, test gibi süreli veya süresiz yayınlar ile diğer ürünlerin her türlü (cd, vcd, dvd gibi baskılar dâhil) baskı ve basımı hizmeti ile bunların veya sorumlu tayin edilenler tarafından kullanılan her çeşit evrakın ciltlenmesine ilişkin hizmetler girmektedir.
            Konuyla ilgili olarak yayımlanan 60 No.lu KDV Sirkülerinin 2.2.2.12. bölümünde de detaylı açıklamalara yer verilmiştir.
            Buna göre, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) kapsamında yer alan Odanıza verilen "dergi tasarım işi" ve "tanıtım filmi" söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2) bölümünde sayılan hizmetler kapsamında yer almadığından KDV tevkifatı uygulanmasına gerek bulunmamaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.