
Gerek dünyada gerekse Türkiye'de süt ürünlerinin çeşitliliği her geçen gün artmakta ve süt talebi de paralel olarak artış göstermektedir.
Piyasanın talebi doğrultusunda ürün çeşitliliğini artıran süt ürünleri üreticisi sanayi işletmelerinin yarattığı bu talep süt üretimini de daha önemli hale getirmektedir.
Süt ürünleri üreticisi sanayi işletmeleri, ihtiyaç duydukları sütü, kendileri üretme yoluna gidebildikleri gibi dışarıdan sağlama (süt üretmeme veya yeterince üretememe gibi nedenlerle) yolunu da tercih etmektedirler.
5200 sayılı tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu kapsamında kurularak faaliyet gösteren süt üreticileri birlikleri, sütün pazarlanması konusunda üyesi olan üreticiler lehine rol üstlenmektedir.
Konya'da faaliyet gösteren bir Süt Üreticileri Birliği'nin, tüzüklerinin 3/b maddesi gereği, amaçlarının üyelerinin üretmiş olduğu sütün sadece pazarlamasını yapmak ve ürüne pazar bulmak olduğunu belirterek kurumlar vergisi muafiyeti konusunda talep ettiği görüşe ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Konya Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen özelge yazımıza alınmıştır.
T.C
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KONYA VERGİ DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.42.16.01-KVK-2-1048-65 24/08/2011
Konu : Süt üretici birliğinin kurumlar vergisi karşısındaki durumu
İlgide kayıtlı
dilekçenizde; birliğiniz amacının, tüzüğünüzün 3/b maddesi gereği, üyelerinizin
üretmiş olduğu sütün sadece pazarlamasını yapmak ve ürüne pazar bulmak olduğunu
belirterek, birliğinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurumlar vergisinden
muaf olup olmadığı hususunda bilgi istenilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, dernekler ve vakıflar kurumlar vergisi
mükellefleri arasında sayılmamakla birlikte, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek
ve vakıflara ait iktisadi işletmeler mükellefiyet kapsamına alınmıştır. Kanunun
2 nci maddesinde de, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri
devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan
ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin,
dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleri olduğu; bunların kazanç amacı
gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında
bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve
kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının
mükellefiyetlerini etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre,
iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan, devamlı olarak yapılan ticari,
sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül
ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen malların veya
verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir.
Diğer taraftan, dernek
ve vakıflara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan, sermaye
şirketi ve kooperatif statüsünde kurulmamış olan ticari, sınai ve zirai
işletmeler dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak kabul
edilmektedir.
Vergi uygulamaları
açısından dernek olarak kabul edilen birliğin, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri
Kanunu'nun 5 inci maddesinde belirtilen amaç ve görevleri;
a) Üyelerinin
ürettikleri ürünlerle ilgili piyasa araştırmaları yapmak ve yaptırmak,
b) Üyelerinin ürünlerine
pazar bulmak, ürünlerin pazara arzım düzenlemek,
c) Üyelerine üretim
teknikleri, hasat, depolama, paketleme konularında teknik destek sağlamak,
d) Üyelerine girdi
temininde yönlendirici yardımlarda bulunmak,
e) İç pazara ve ihracata
uygun çeşitlerin üretilmesini sağlamak,
f) Eğitim ve yayım
hizmeti vermek, danışman hizmeti sağlamak,
g) Ürün kalitesini
iyileştirici tedbirler almak ve ürün standartlarını uygulamak,
h) Çiftlik düzeyinde
yapılan tarımsal uygulamaları izlemek, kayıtlarını tutmak ve belge düzenlemek,
ı) Paket ve ambalajlarla
ilgili standartların uygulanmasını sağlamak,
i) Çevreyle uyumlu
üretim tekniklerini yaygınlaştırmak,
j) Üyeleri adına ürün
depolanmasına, gerektiğinde bu amaçla depo kiralanmasına yardımcı olmak,
k) Ürünlerin tanıtımıyla
ilgili faaliyetlerde bulunmak,
l) Ürünlerle ilgili her
türlü kaydı tutmak,
m) Türkiye
Cumhuriyeti'nin kabul ettiği uluslararası ürün veya ürüne özgü ortak piyasa
düzenlemelerinin gerektirdiği görevleri yürütmek,
n) Sözleşmeli üretim
kapsamında, üyeleri adına örnek tip sözleşmeler düzenlemek ve bununla ilgili
faaliyetleri koordine etmek
olarak sayılmıştır.
Aynı Kanunun 19 uncu
maddesinde ise, birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların
alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve
faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı
payından muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna çerçevede,
Birliğinizin 5200 sayılı Kanunda belirtilen görevlerini ifa için yapacağı
faaliyetler ile birliğinize ait taşınır taşınmaz malların alımı, satımı, inşası
ve kullanımı sonucu elde edeceği gelirlerin kurumlar vergisine tabi tutulmaması
gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin söz konusu taşınmaz mallar dışındaki mal ve
hizmet alım-satımı faaliyeti, Birliğinize bağlı iktisadi işletme
oluşturacağından bu işletme kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.
Bilgilerinize rica
ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder