9 Nisan 2015 Perşembe

Süt üretici birliğinin Kurumlar Vergisi karşısındaki durumu


Gerek dünyada gerekse Türkiye'de süt ürünlerinin çeşitliliği her geçen gün artmakta ve süt talebi de paralel olarak artış göstermektedir.


Piyasanın talebi doğrultusunda ürün çeşitliliğini artıran süt ürünleri üreticisi sanayi işletmelerinin yarattığı bu talep süt üretimini de daha önemli hale getirmektedir.
Süt ürünleri üreticisi sanayi işletmeleri, ihtiyaç duydukları sütü, kendileri üretme yoluna gidebildikleri gibi dışarıdan sağlama (süt üretmeme veya yeterince üretememe gibi nedenlerle) yolunu da tercih etmektedirler.
5200 sayılı tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu kapsamında kurularak faaliyet gösteren süt üreticileri birlikleri, sütün pazarlanması konusunda üyesi olan üreticiler lehine rol üstlenmektedir.
Konya'da faaliyet gösteren bir Süt Üreticileri Birliği'nin, tüzüklerinin 3/b maddesi gereği, amaçlarının üyelerinin üretmiş olduğu sütün sadece pazarlamasını yapmak ve ürüne pazar bulmak olduğunu belirterek kurumlar vergisi muafiyeti konusunda talep ettiği görüşe ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı Konya Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen özelge yazımıza alınmıştır.


T.C
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

Sayı   : B.07.1.GİB.4.42.16.01-KVK-2-1048-65                                                       24/08/2011
Konu : Süt üretici birliğinin kurumlar vergisi karşısındaki durumu

İlgide kayıtlı dilekçenizde; birliğiniz amacının, tüzüğünüzün 3/b maddesi gereği, üyelerinizin üretmiş olduğu sütün sadece pazarlamasını yapmak ve ürüne pazar bulmak olduğunu belirterek, birliğinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hususunda bilgi istenilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, dernekler ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmamakla birlikte, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler mükellefiyet kapsamına alınmıştır. Kanunun 2 nci maddesinde de, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleri olduğu; bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan, devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir.
Diğer taraftan, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olan ve faaliyetleri devamlı bulunan, sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde kurulmamış olan ticari, sınai ve zirai işletmeler dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak kabul edilmektedir.
Vergi uygulamaları açısından dernek olarak kabul edilen birliğin, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu'nun 5 inci maddesinde belirtilen amaç ve görevleri;
a) Üyelerinin ürettikleri ürünlerle ilgili piyasa araştırmaları yapmak ve yaptırmak,
b) Üyelerinin ürünlerine pazar bulmak, ürünlerin pazara arzım düzenlemek,
c) Üyelerine üretim teknikleri, hasat, depolama, paketleme konularında teknik destek sağlamak,
d) Üyelerine girdi temininde yönlendirici yardımlarda bulunmak,
e) İç pazara ve ihracata uygun çeşitlerin üretilmesini sağlamak,
f) Eğitim ve yayım hizmeti vermek, danışman hizmeti sağlamak,
g) Ürün kalitesini iyileştirici tedbirler almak ve ürün standartlarını uygulamak,
h) Çiftlik düzeyinde yapılan tarımsal uygulamaları izlemek, kayıtlarını tutmak ve belge düzenlemek,
ı) Paket ve ambalajlarla ilgili standartların uygulanmasını sağlamak,
i) Çevreyle uyumlu üretim tekniklerini yaygınlaştırmak,
j) Üyeleri adına ürün depolanmasına, gerektiğinde bu amaçla depo kiralanmasına yardımcı olmak,
k) Ürünlerin tanıtımıyla ilgili faaliyetlerde bulunmak,
l) Ürünlerle ilgili her türlü kaydı tutmak,
m) Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul ettiği uluslararası ürün veya ürüne özgü ortak piyasa düzenlemelerinin gerektirdiği görevleri yürütmek,
n) Sözleşmeli üretim kapsamında, üyeleri adına örnek tip sözleşmeler düzenlemek ve bununla ilgili faaliyetleri koordine etmek
olarak sayılmıştır.
Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde ise, birliğe ait her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, bunların alım, satım, inşa ve kullanımları ile birlikçe yürütülen hizmet ve faaliyetlerin damga vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç ve katkı payından muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna çerçevede, Birliğinizin 5200 sayılı Kanunda belirtilen görevlerini ifa için yapacağı faaliyetler ile birliğinize ait taşınır taşınmaz malların alımı, satımı, inşası ve kullanımı sonucu elde edeceği gelirlerin kurumlar vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin söz konusu taşınmaz mallar dışındaki mal ve hizmet alım-satımı faaliyeti, Birliğinize bağlı iktisadi işletme oluşturacağından bu işletme kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.
Bilgilerinize rica ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder